Kırmızı Oda Rezzan'ın hastalığı ne? Psikoz nedir, nasıl tedavi edilir?
Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitabından uyarlanarak ekranlara gelen Kırmızı Oda dizisinde usta oyuncu Nihal Yalçın'ın canlandırdığı Rezzan karakterinin gerçek hayat hikayesi merak konusu oldu. Peki Rezzan'ın zor günler yaşamasına sebep olan psikoz hastalığı nedir? Psikoz nasıl tedavi edilir? İşte detaylar...

Ekranların sevilen dizilerinden bir tanesi olan Kırmızı Oda geçtiğimiz sezon ilk bölümleri ile ekrana gelmişti. Yayınlanan ilk bölümleri ile birlikte kısa süre içerisinde dikkat çekmeyi başaran dizi yeni sezonda da TV8 ekranlarında yer almaya başladı.
Yeni sezonda farklı oyuncu kadroları ile farklı hikayelerin ekrana geleceği Kırmızı Oda’da en çok dikkat çeken karakterlerden bir tanesi Nihal Yalçın tarafından canlandırılan Rezzan karakteri oldu.
İlk bölümleri ile büyük bir dikkat çeken ve dizide adeta bomba bir etki yaratan Rezzan karakteri gerçek hikayesi ile de merak edilmeye başlandı. Dizinin yayınlanması ile birlikte dizide Rezzan’ın gerçek hikayesinin ne olduğu da merak edilmeye başlandı.
REZZAN’IN HASTALIĞI NE?
Rezzan hikayesini anlatmaya başladıkça, izleyenlerin gözyaşlarını tutamamasına neden oldu. Psikoz hastası olan Rezzan sürekli farklı sesler duyuyor ve halüsinasyonlar görüyor. Bir mühendis olarak özellikle başarılı bir şekilde çalışan Rezzan hikayesine göre iş arkadaşının kendisine yaptığı davranışlar nedeniyle çalkantılı bir döneme giriyor.
Cafer ismindeki arkadaşı, çalıştığı yerdeki herkese Rezzan’ın çıplak fotoğraflarını ve videolarını gösteriyor. Bu olay sonrasında ise Rezzan yaşadığı bunalımdan dolayı da iyice köşeye sıkışıyor. Gerçek olmayan şeylere inanan ve psikoz hastalığına iyice kapılan Rezzan, bu nedenle de gerçek ile olan bağlantısını tamamen koparmış durumda.
Hayal dünyası ile gerçek dünyada yaşanan olayları karıştırıyor ve bu nedenle de olayları hiçbir şekilde doğru yorumlayamıyor. Manolya Hanım tarafından destek verilmeye çalışılan Rezzan, dışarıdan yapılacak desteklere karşıda oldukça katı durumda.
PSİKOZ NEDİR?
Psikoz, insanların bazı özel durumlar yada hastalıklar nedeniyle gerçeklikle bağını kaybetmesi durumudur. Kendi başına bir tıbbi durum olmaktan çok, ciddi zihinsel bozuklukların bir belirtisidir. Psikoz yaşayan kişinin algıları bozulur ve gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemez hale gelir. Halüsinasyon ve sanrılar yaşayabilir, var olmayan şeyleri görebilir ya da duyabilir. Bu deneyimler korkutucudur ve psikoz yaşayan kişilerin kendilerine veya başkalarına zarar vermesine neden olabilirler.
PSİKOZ NEDENLERİ
Her psikoz vakası farklıdır ve kesin nedenleri tam olarak anlaşılmamıştır, ancak bazı faktörlerin psikozu tetiklediği düşünülmektedir:
Psikolojik nedenler: Şizofreni, bipolar bozukluk, şiddetli stres veya kaygı, şiddetli depresyon ve uyku eksikliği
Bazı hastalıklar: HIV ve AIDS, sıtma, frengi, Alzheimer, Huntington veya Parkinson hastalığı, hipoglisemi, lupus, Multipl Skleroz, beyin tümörü gibi hastalıklar psikotik semptomlara neden olabilir.
Genetik: Ebeveynlerinden birinde veya kardeş gibi yakın bir aile üyesinde psikotik bozukluk olan kişilerin psikoz geliştirme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca kromozom 22q11.2 delesyon sendromu olarak bilinen genetik mutasyonla doğan çocuklar, özellikle şizofreni olmak üzere psikotik bir bozukluk geliştirme riski altındadır.
Uyuşturucu kullanımı: Aşırı alkol ve uyuşturucu kullanımı ya da uzun süre kullandıktan sonra bırakmak psikotik bir dönemi tetikleyebilir. Kokain, amfetamin, metamfetamin, mephedrone, ecstasy, kenevir, LSD (asit), psilosibinler (halüsinojen mantarlar) ve ketamin bilinen tetikleyicilerdir.
Beyin değişiklikleri: Bazı araştırmalarda psikozu olan kişilerde beyin yapısında ve bazı kimyasallarda değişiklikler bulunmuştur.
Dopamin: Dopamin, beyin hücreleri arasında bilgi taşınmasını sağlayan bir nörotransmiterdir. Araştırmacılar, dopaminin psikozda önemli bir rol oynadığına inanıyor.
PSİKOZ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
HIZLI SAKİNLEŞTİRME
Bazen psikoz yaşayan insanlar tedirgin oldukları için kendilerine veya başkalarına zarar verebilirler. Eğer bu risk varsa onları hızlı bir şekilde sakinleştirmek gerekir. Hastanede uygulanan bu yönteme hızlı sakinleştirme denir. Bir doktor veya acil müdahale personeli, hastayı hızla gevşetmek için hızlı etkili bir enjeksiyon veya sıvı ilaç uygular.
İLAÇ TEDAVİSİ (ANTİPSİKOTİK İLAÇLAR)
Psikoz tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçlar, halüsinasyonları ve sanrıları azaltır ve insanların daha net düşünmelerine yardımcı olurlar. Ancak altta yatan hastalığı tedavi etmezler. Bu ilaçlar beyin hücreleri arasında mesajlar ileten bir kimyasal olan dopaminin etkisini bloke ederek çalışırlar. Ağızdan veya enjeksiyon olarak alınabilir.
İlaçların türü, semptomlara göre belirlenir. Çoğu durumda, kısa süreli ilaç kullanımı yeterli olur. Genellikle birkaç saat sonrasında kaygı hissini azaltabilir, ancak halüsinasyonlar veya sanrılar gibi psikotik semptomları azaltmak birkaç gün veya hafta sürebilir. Şizofreni hastaları ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalabilir.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ (BDT)
Bilişsel davranışçı terapi, düşünce ve davranışları değiştirmek amacıyla bir akıl sağlığı danışmanıyla düzenli olarak görüşmek anlamına gelir. Amaç, hastanın sıkıntısını azaltmak, kontrol hissini yeniden kazanmasını sağlayarak işe veya eğitime geri dönmesini teşvik etmektir. BDT yaklaşımı insanların kalıcı değişiklikler yapmalarına ve hastalıklarını daha iyi yönetmelerine yardımcı olabilir. Özellikle ilaçlarla tamamen çözülmeyen psikotik belirtilerin tedavisinde yararlıdır.
AİLE TERAPİSİ
Psikoz yaşayan hastalara bakım ve destek veren aile üyeleri için bu süreç zor ve stresli olabilir. Aile terapisi hem piskozlu hastanın hem de ona destek olmaya çalışan ailesinin durumla başa çıkmasına yardımcı olmanın etkili bir yoludur. Terapi 3 ay ya da daha uzun sürebilir. Toplantılarda, hastanın durumu ve gidişatı, mevcut tedaviler, hastaya destek yolları ve sorunların pratik çözümleri üzerine konuşulur.
YORUMLAR