Fenerbahçe evinde Beşiktaş karşısında aldığı yenilgi ile bir serinin daha sonuna geldi. 15 senedir rakibine karşı evinde kaybetmeyen takım, sahasında 4 gol yedi. Üstelik bu seriye son veren Beşiktaş, son yılların belki de en kötü savunmasına sahip. Bunun yanı sıra, eleştirilen bir transfer dönemi geçirmiş, lige kötü başlamış, efsane hocası Sergen’in koltuğu sallanmıştı. Tüm bunlara rağmen, çok daha iyi zamanlarında deviremediği Fenerbahçe’yi, maçı izleyenlerin muhtemelen katılacağı şekilde, çok da zorlanmadan yendi.
Peki Fenerbahçe için “Messi de gelse, bu takımda oynayamaz” dedirten sorunu nedir? Fenerbahçe, neden hep aynı filmin başka versiyonlarını izler gibi sonunda aynı şeyi yaşıyor? İşin teknik yorumlarını uzun uzun sıralayabilirim. Lakin bu konuda oldukça çok isabetli yorum bulabilirsiniz. O yüzden ben bu yazıda, pek de değinilmeyen bir sürece atıfta bulunmak istiyorum.
AYKUT KOCAMAN ETKİSİ
Fenerbahçe futbolunda ve ekolündeki değişimin başlangıcı Aykut Kocaman’ın takımı devralması ile değişmeye başladı. Yıllardan beri Fenerbahçe taraftarının alıştığı ve sevdiği bir oyun tarzı vardı. En kötü zamanlarında bile klas ayakların oynadığı, göze hoş gelen, baskılı ve yaratıcı bir tarz. Ancak Aykut Kocaman ile gelen yeni tarz bundan çok farklıydı. UEFA’da gelen yarı final başarısına rağmen taraftarlar hiçbir zaman bundan memnun olmadı.
Aykut Kocaman, yönetim ve sistem konusunda oldukça büyük bir isim. Gittiği kulüplerde kalıcı izler bırakan bir Fenerbahçe efsanesi. Bu özelliği onu daha da büyük bir isim yapıyor. Ancak onun stili Fenerbahçe gibi bir takımın taraftarlarını tatmin edecek bir tarz değil. Fenerbahçe taraftarları, başarı gelmese dahi, baskılı, gollü futbola kabul olan bir topluluk. Bugün gelinen noktada, Ali Koç’un gelişi, onlarca kaliteli transfere rağmen tarihinin en kötü dönemlerini yaşayan bir Fenerbahçe ile karşı karşıya gibi görünebilir. Ancak ben süreci başka bir şekilde sonuçlandıracağım ve daha olumlu bir tablo çizeceğim.
ALİ KOÇ’UN SANCILI TEDAVİSİNDE SON EVRE
Ali Koç’un yönetiminde, Fenerbahçe’nin tarihi başarısızlıkları gibi görünen duruma bir de şu açıdan bakarsanız, gözden kaçırdığınız şeyler olduğunu görebilirsiniz.
Aziz Yıldırım’dan devralındığında neredeyse batmış Fenerbahçe mali durumunu ciddi bir şekilde düzeltti. Başarısızlık gibi görünen sonuçlar aslında bunların kefareti oldu bence. Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı kaybedilen seriler, aslında Fenerbahçe taraftarlarının yıllardır “başarı” gibi gördüğü ve gözünde büyüttüğü tabulardı. Sarı lacivertli taraftarlar, yıllardır bu tabular ile günlük mutluluklar yaşadı. Yani bence bu serilerin bitmesi, kulüp için oldukça hayırlı bir geleceğe sebep olacaktır. Fenerbahçe’nin bu prangalardan kurtulması, artık doğru şeye odaklanması gerektiğini düşünüyorum. Bunlara sportif başarı dediğimiz, kupalar, doğru transferler, mali durum vb. şeyler söylenebilir.
Aykut Kocaman’dan kalan oyun stilini, eski hücum ağırlıklı futbola döndürme sancıları Fenerbahçe için son virajında gibi duruyor. Bu sene yapılan transferler Ali Koç’un aslında ne yapmak istediğini net bir şekilde gösteriyor. Sezonun ikinci yarısında oyun kalitesinin ciddi bir şekilde yükseldiğine hepimizin şahit olacağına inanıyorum.
