İmam Yakalı

İmam Yakalı

Dem'li Çay

Anlamak ve Anlaşılmak

27 Nisan 2020 - 10:13

    İnsanoğlunun en temel amacı nedir sorusuna vereceğim cevaplardan birisi, hatta en ağır basanı bu olurdu sanırım. Dünyaya merhaba der demez çevreyi incelemeye, araştırmaya ve kısmen boş olan belleğimizi yeni bilgilerle donatmaya başlarız. Çocukluk dönemine gelince iş boyut değiştirir ve öğrenme ve eğitilme fiilleri ile de tanışarak anlamlandırma çabasını ilmi verilerle desteklemenin alt yapısını oluşturmaya başlarız.

    Temeli atarken ta en baştan itibaren aileden ya da yakın çevreden aldığımız katkılarla kişiliğimizin oluşumu ve gelişimi devam eder. Bu temel üzerine kurduğumuz binaya bir çatı arama arayışına girerek " Anlamak " çabasına düşeriz. İşte burada herşeyin yolunda gitmemesi halinde ciddi sorunlarla başbaşa kalmamız, hayat ve toplum ile aramızda doğrudan sorunlu bir ilişki halini alır. Bizi yetiştiren, bize kişilik kazandıran ve bizi geliştiren tüm etkenler bizim bu anlam arayışımızda bizleri körükörüne bir fikre zorlar ve sabit bir ideolojiyi dikte ederse, olaylardan ve olgulardan çıkaracağımız anlam onların çıkarmamızı istediği anlamdan ileri gitmeyecektir.



    Biz, bize hayatı izlememiz için başkaları tarafından açılan pencerelerden ne kadar bakarsak bakalım, onların bize göstermek istediklerinden fazlasını göremeyiz. Peki ne yapmalı diyeceksiniz haklı olarak. Bu noktada durup derin bir nefes almalı, aileden ve çevremizden gelen yorumlamaları bir kenara bırakarak bize bilgi sağlayan diğer kaynakların bize kattıklarını düşünmeliyiz. Bu şekilde varacağımız sonuç en doğru olmasa da en doğruya en yakın sonuç olacaktır. Çünkü insanlar taklit yapmakta gerçekten yeteneksiz varlıklardır. Bu nedenle her davranış aktarımında kulaktan kulağa oyununda olduğu gibi hayali ya da varsayımsal birşeyler ekleyecektir.  Biz eğer onlardan elde ettiğimiz izlenimlerle bir sonuç ararsak asıl kaynaktan çıkan bilgi doğru olsa bile bu kötü taklit sebei ile çok alakasız bir sonuca varacağız.

    Çağımızın en büyük sorunlarından birisi olan Post-Truth tekniği de bu yanlış aktarımı kullanarak kitleleri  yönlendirmeyi amaçlayan ve sıkça kullanılmaya başlayan bir teknik olarak karşımıza çıkıyor. Teknoloji çağında bize her an milyonlarca bilgi akıtılıyor ve insan beyni bir süre sonra bu yüksek akışkanlığa sahip olan bilgi selini, gündemi takip edememe ve kaçırma korkusuyla olduğu gibi doğru kabul ederek doğruluğunu teyit etme gereği duymaksızın anlık olarak kararlar vermeye başlıyor. Bize başkası tarafından açılan bu pencerelerden yine benzer yöntemle perdeye dökülen hayatı izlersek, kendi fikri ve iradesi olmayan kanlı canlı bir robottan öteye gitmemiz malesef ki tek sonuç olarak karşımıza çıkıyor.

    Sözü toparlayacak olursak; doğduğumuz andan itibaren öğrendiğimiz ve sonradan  bize aktarılan bilgileri başkasının penceresinden değil, kendi penceremizden değerlendirip; gündemi kaçırmaktan korkmayarak doğruluğunu araştırmaya gayret gösterirsek, milyonlarca yanlış sonuca nazaran daha evlâ olan en az bir doğru sonuçla  yüklü olan bir heybe ile günümüzü bitirmiş olacağız. Her karanlık bir kibriti çakmayla aydınlanmaya başlar, anlamak ve anlaşılmak için; çakın o kibriti karanlığın bağrına...

Kalın sağlıcakla...

Reklam