Merhaba sevgili okur. İnsanoğlunun umursamazlık üzerine inşa ettiği gökdelenler yıkılmaktan yoruldu ama insanoğlu neden yıkıldı diye sorgulayıp kullandığı harç içinde neyin eksik olduğunu bir kere dahi düşünmedi. Düşünecek mi, bilinmez ama düşünmeye başlasa gerçekten tüm insanlık için iyi olur.
Bilindiği üzere tüm dünyayı etkisi altına alan virütik güçler tüm sınırları ortadan kaldırıp tüm dünyayı bir açık hava hapishanesine çevirdi. Öyle ki, kimi ülkelerde bu zorunlu oto tecrite karşı çıkıp dışarı adım atanları cinayet suçlaması ile yargılamanın yolu bile açıldı. Hemen herkes bunlara vakıf zaten, benim niyetim bunları tekrar tekrar söyleyip laf kalabalığına sebep olmak değil. Benim asıl vurgulamak istediğim konu milyarlarca insanı 2 ay gibi bir sürede esir alıp birbiri ile kanlı bıçaklı olan ülke milletlerini birbirine kucaklatıp, birbiri ile can ciğer olan ülke milletlerini de birbirine kanlı bıçaklı düşman haline getirmesi.
Gözle görünemeyen, günler içinde ülkeleri gezebilen ve tüm bunları özgürce yapabilen bir virüs tüm dünyayı dize getirdi. Üzerine onlarca çalışma yapılan ve yıllar süren çalışmalarla ortaya çıkan insan yapımı düzeni ve sistemi günler içinde çöpe attı. Borsalar alt üst, ülke ekonomileri dibe vurmaya yakın. Altında belki başka hesaplar vardır, orasını bilemem ama; öyle olsa da olmasa da Allah, insanların akla, vicdana ve matığa aykırı olan düzen(sizlik)lerini yerle bir etmenin ne kadar kolay olduğunu bir kere daha bizlere hatırlattı.
Hani her fırsatta insanların anlık yaşamalarını, geleceğin garanti olmadığını, gelecek hırsları için bugünlerini harcamamaları gerektiğini dile getiriyorduk ya; hah, işte tam da onu hatırlatıyor yaradan, şevkatini esirgemeden. Herkesi altından asla kalkamayacağı ve asla kaçamayacağı musibetlere de gark edebilirdi, yapmadı. Bizlere sadece evde kalarak etkisini ortadan kaldırabileceğimiz bir virüsle düşünmeye sevk etti. Bizi evlerimize kapatıp, camiye, umreye ve belki de hacca bile göndermeyerek daha büyük bir konuda farkındalık kazanmamızın önünü açtı; Düşünmek... Peki kaçımız bunu yapabildik, yapabiliyoruz?
Bütün dünyada en katı kuralları bile ortadan kaldırıp sırf din kardeşlerimiz kendilerini iyi hissetsinler diye Ezan okunmasını mümkün kılan devletlerin sayısı giderek artıyorken, ülkemizde ezan sonrası ıslıklarla protesto eden zihniyetlerin tavırlarına ve böylesine sıkıntılı günlerde bile sırf siyasi argüman çıkarabilmek için yalan yanlış propagandalar ile insan aklı ile alay etmeye devam edenlere bakılırsa bunu başarabildiğimizi söylemek malesef ki pek te mümkün görünmüyor. Bir kere olsun tüm kimlikleri kenara bırakıp, insanca bir ortak tavır takınmak bu kadar zor mu gerçekten?
Hangi dinde, hangi ırkta, hangi dilde olursa olsun; tüm insanlıkla kurabileceğimiz tek ortak bağ insan olmaktır. Düşünelim, akledelim ve bunun gereğini yerine getirelim. Virüstür, gelir gider. Yarın başka bir musibette gelebilir, bilinmez. Ama her ne gelirse gelsin, onu bertaraf etmekten ziyade neden geldiğini düşünürsek, bir daha böyle sorunlar yaşamamak adına gerekli aksiyonları alacağımız su götürmez bir gerçektir. İnşallah her şeyi unutup sadece insan olduğumuzu hatırlarız da, bunca problem arasında bir de onun vicdani ezikliğini yaşamayız. Allah sağlık, sıhhat ve afiyet versin. Virüs sebebi ile hayatını kaybeden bütün insanlığa Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve hastalarımıza da bi an önce şifa vermesini niyaz ediyorum.
Sağlıcakla kalın, evde kalın...
