Merhaba kıymetli dostlarım. Sizleri bir bardak çayın sıcaklığı ve şeker olmasa dahi sadakatini ispatlamak istercesine yanından ayrılmayan kaşığın samimiyeti ile selamlıyorum.
Bugün de ağırlıklı olarak kendime öğüt niteliği taşıyan bir kaç kelam ile sizlerleyim. Bir hayat düşünün. Hiçbir eksiği olmayan. Her dakikası şen, bol ve tüm eksiklerden eksik... Kulağa hoş geliyor değil mi? Biraz daha düşününce bu hoşnutluk yerini şüpheye, biraz daha sonra ise içten içe bir rahatsızlığa bırakıyor. Hani hatırlarsınız, önceki yazılarımızdan birinde göğe baktığımızda yıldızları görmemize büyük, hatta en büyük faydayı sağlayan şeyin simsiyah gökyüzü olduğunu söylemiştik. Bütün bu saydığım güzelliklerin de kıymetini bilmemize ve farkına varmamıza sebep olan şey o siyah perdelerdi.
Bu siyah perdelerin bizlere kattığı tek şey hayatlarımızdaki güzellikleri ortaya çıkarması ile sınırlı değildir aslında. Bizler insan olarak nefis verilmiş yaratıklarız. Bu nefis, bizlere her an yeni şeylere sahip olmayı, sahip olduklarımızın ise daha fazlasına sahip olmayı telkin eder durur. Ünlü bir futbolcunun sözleri, bu durumu en basit şekilde bizlere anlatıyor. "Futbol ayakkabım olmadığı için çıplak ayakla oynamak zorunda kalıyordum. Bu da beni oldukça üzüyordu. Taa ki ayağı olmayan bir insana denk gelene kadar böyleydi. Ben ayakkabım olmadığı için üzülürken bir çok insan ayağı olmadan hayatını idame ettirmek zorundaydı..." sözleri , kendi hayatındaki bir çok başarıyı da bu olaydan sonra değiştirdiği yaşam tarzına bağladığı sözleri ile devam ediyordu. İnsanoğlu sonsuz isteklerini yerine getirdikçe mutluluğa kavuşmayı sanıyordu. Oysa ne kadar yaklaşırsa yaklaşsın, mutluluk ile arasındaki mesafenin hiç değişmediği gerçeğini ne yazık ki bir uyaran olmadan göremiyordu.
İnsanlar, sonsuzluk çemberinde yemeğe koşan hamster misali koşa koşa mutluluğa yaklaştığını zannediyorken; o çemberin kendisini "Sonlu" bir enerjiye ve zamana sahip olduğu gerçeği ile yüz yüze getirdiğini malesef çok geç anlıyor. Bizler sonsuz isteklerimizin peşinde koşarken, sonlu kaynaklarımız hızla tükeniyor.
Mutluluk sonsuzlukla değil, "Kanaat" ile olur.
Bir sonraki yazımızda görüşmek dileği ile, sağlıcakla kalın.
